OyunForum - Strateji Oyun Forum

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
OyunForum - Strateji Oyun Forum

Forumumuz Bir Strateji Oyunları Forumudur.!


    Metallica

    EZAYAH
    EZAYAH
    StratejiForum Kurucu
    StratejiForum Kurucu


    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 330
    Katılım Katılım : 31/01/11
    Yaş Yaş : 30
    Konum Konum : İzmir

    Metallica Empty Metallica

    Mesaj tarafından EZAYAH Salı Şub. 01, 2011 1:32 pm

    Hard rock ve metal müziğin efsane ismi Metallica, bu tarzların küçük ve
    şekilci bir dinleyici kitlesinin tekelinden çıkıp geniş topluluklara
    ulaşmasında büyük pay sahibi olmuştur.

    Metallica’nın temelleri Lars Ulrich tarafından atılır. Ulrich,
    Los Angeles gazetesine ilan vererek birlikte müzik yapabilecek kişilerle
    görüşmek istediğini belirtir. İlk telefon, bir basımevinde çalışan 18
    yaşlarında lise mezunu bir gençten, James Alan Hetfield’dan
    gelir. Sert sesi, farklı armonisi ve yeniliğe açık gitar
    virtiözitesiyle, grubun vokal ve gitaristliğini üstlenen Hetfield’ı, şu
    anda Megadeth’te çalan gitarist Dave Mustaine izler. Ve son olarak da siyahi bass gitarist Ron Me Govne gruba dahil olur.
    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
    Topluluk bu kadrosuyla ilk konserini Anaheim (California)’da Radio City’de 14 Mart 1982’de vermiştir. Doğrusunu söylemek gerekirse istedikleri başarıyı yakalayamamışlardır. Çünkü Dave Mustaine tam bir alkoliktir. Çok geçmeden gruptan uzaklaştırılır. Kirk Lee Hammet onun yerine geçer ve eksikliğini hissettirmemenin de ötesinde işler yapar. Sıra Ron Me Govne’ye
    gelir. Çünkü bu bassçı gruba uyum sağlayamaz, buna başarısızlığı da
    eklenince artık çekilmez olur ve gruptan uzaklaştırılır.

    Boşluğu doldurmak için gruba transfer edilen, dönemin ünlü gruplarından Truma’nın bass gitaristi Cliff Burton
    tek kelimeyle mükemmeldir. Bu elemanla grup en iyi performansını
    yakalar. Eski bir garajı stüdyo olarak kullanan topluluk için acilen
    paraya ihtiyaç vardır. Nihayet gruba mali destek sağlanır. Bu günden
    sonraki 6. haftada, Metallica’nın ilk albümü olan "Kill ’Em All" piyasaya sürüldüğünde takvimler Temmuz 1983’ü göstermektedir. Albüm 70 bin adet satılmıştır. Tam 1 yıl sonra çıkardıkları ikinci albüm "Right The Lightning"in satışı da 75 bin olmuştur.

    Bu albümlerde grubun yaptığı müzik çok serttir ve siyah deri elbiseonlar
    için bir simge olmuştur. Acemilikleri bazı şarkı sözlerinde açıkça
    belli olmaktadır. "Whiplash"ın sözlerinde olduğu gibi: "Konser
    bitti, metal yitti, yola çıkma zamanı, bir başka şehir bir başka
    konser... Patlayacağız yeniden, otel odaları ve otoyollar... Burada
    dışarıda yaşam çiğdir, ama biz asla durmayacağız. Asla son vermeyeceğiz,
    çünkü biz Metallica’cıyız."

    Ardından "Master of Puppets"ı çıkaran grup, ilk çalışmalarının
    üzerinden geçen üç yılın sonunda bu albümle kendini ispatlamayı başardı.
    Satış rakamı promosyonsuz, videosuz ve single’sız 1 milyona
    yaklaşmıştı. Bu albüm, gerek sözler gerekse müzik itibariyle tamamen
    grubun psikolojisini yansıtmaktadır. Hetfield’in başı uyuşturucuyla
    derttedir ve ufak çaplı sorunlar yaşamaktadır. Albüm çalışmalarından
    arta kalan zamanda sık sık konserler düzenleyen grup, bu sıralar tam bir
    kayak hastası olan "yaramaz çocuk" Hetfield’in düşerek bileğini
    kırmasıyla konserlerine bir süreliğine ara vermiştir.

    Eylül 1986’da İngiltere’deki konserlerinde sahneye çıkan kadro, Cliff Burton’lu
    son kadro olur. Kopenhag’a giderken gecenin geç saatlerinde zeminin
    kaygan olması nedeniyle yoldan çıkarak bir hendeğe çarpar ve otobüs
    devrilir. Devrilen otobüs Burton’a mezar olmuştur. Gurubun bass’çılığını
    yapan Burton, uyur halde camdan fırlayıp olay yerinde hayatını
    kaybetmiştir. Grubun asli üyelerinden biri olan Cliff Burton’un talihsiz
    kaybına bir de dağılma söylentileri eklenince Metallica, hayranlarıyla
    birlikte kara bir bulutun altına girmiştir.

    Fakat Metallica, kararlı bir sesle "devam" demiş, kötü günlerin geride kaldığını açıklamış, Flotsam & Jetsom’da bass çalan Jason Newsted’i
    kadroya dahil ederek tüm hayranlarının yüreğine su serpmiştir. Newsted
    yetenekli bir gitaristtir. Grubun menajerliğini de yapan bu isim, ayrıca
    besteci ve söz yazarıdır. Kısa zamanda Metallica’ya uyum sağlayan
    Newsted, grupta eksikliği hissedilir bir üye konumuna gelmiştir. Bunun
    yanında, Cliff hayranı bazı eleştirmenlere göre, Newsted,
    gitarı çok kötü çalmaktadır ve gruba uyum sağlayamamıştır. Eleştiriler
    çoğalmış, grup eski samimiyetini yitirmekle suçlanmıştır. Lars Ulrich’in
    davulda eski performansını sergilemediği söylentileri dolaşırken
    dinleyiciler, onun davul çalmak yerine fotoğrafçılara poz vermeyi tercih
    etmesini yadırgadıklarını ifade etmişlerdir. Bir konserde dinleyicilere
    hitap etmek için mikrofonu eline alması ise yuhalanmasına neden
    olmuştur. Bu eleştirilerden iyice sıkılan grup, hem kendilerine doğan
    yanıt hakkını kullanmak hem de eski hayranlarını geri kazanmak için
    Cliff’in anısına "Cliff’em All" adında bir video kaydını ve "Garage Days"
    isimli yeni çalışmayı yayınlar. Ayrıca Hetfield’ın, bir röportajında
    dostları Cliff’in ruhunu her zaman yanlarında hissettiklerini açıklaması
    gruptaki Cliff baskısının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

    1988’de "... And Justice For All"u çıkaran grup, adaletsizlikten yakınmakta ve "Herkes İçin Adalet"
    sloganını haykırmaktadır. "Adaletin koridorları yeşile boyalı, para
    konuşuyor, güç kurtları kapında bekleşiyor... Hakimiyetlerini kötüye
    kullanıyorlar, inanmıyorum söylediğin şeylere, inanmıyorum... Adalet
    bitti, adalete tecavüz edildi, çektiklerinde ipini, adalet yerini
    buluyor... Gerçek aranmıyor, her şey kazanmaktan ibaret, bunu çok katı
    buluyorum... Paraları bir kez daha terazinin dengesini belirliyor,
    anlaşmanı yap, nedir gerçek..."

    Kasetle aynı adı taşıyan bu parçanın sözleri, Metallica’nın
    tepkici yanını açığa çıkaran bir hüviyet niteliği taşımaktadır. Bu
    albümde meta üzerine kurulan yeni dünya düzenine göndermelerde bulunması
    olumsuz eleştirilerin bitmesi için yeterli olmamıştır. "... And Justice
    For All"dan sonra artan tepkiler yeni albümlerle daha da çoğalmıştır.
    Eleştirmenlere göre Metallica artık marka olmuştur. "One" parçasının Grammy’ye
    aday gösterilmesi de iddiaları destekler niteliktedir. Metallica artık
    ezilenlerin değil, ezenlerin yanında görülmektedir. MTV için gösterişli
    klipler çekilmekte, menajerler, avukatlar kiralanmaktadır. Kaset kaydı
    için para bulamadıkları günleri anımsayan Hetfield’in, "Artık bir oda
    dolusu param var" sözleri basına yansımış, tepki gittikçe büyümüştür.
    Kurulan çark işlemekte, banka hesaplarına milyonlarca dolar para
    yatmaktadır. Artık konserlere eskisi gibi malzemelerin ve grup
    elemanlarının bulunduğu otobüsle değil, aksesuarları taşıyan 12 kamyon
    ve 6 otobüs ile yanlarına teknik elemanlardan oluşan 60 kişilik ekibi
    alıp gider olmuşlardı. Eski hayranları gruba tekrar eski sertliklerine
    geri dönmeleri için çağrılar yapıyordu. Garaj günlerinde yaptıkları o
    müziklerin daha kaliteli ve samimi olduğundan bahsediyorlardı.
    Düştükleri para tuzağından çıkmaları için grubu uyarıyorlardı.

    Metallica’nın genç hayranları ise eleştirileri haksız buluyorlar,
    Metallica’yı aynı Metallica olarak görüyorlardı. Onlara göre bu durum
    sadece orta yaş olgunluğu olarak değerlendirilmekteydi. Ardından "Black 91"
    diye de bilinen Metallica albümü 3 yıllık birikim ürünü olarak piyasaya
    sürüldü. Bu albümde daha çok mistik temalar işlendi. Metal
    duygusallığının zirvesine çıkıldı. Özellikle de "The Unforgiven", "Nothing Else Matters" ve "Wolf And Man",
    genç dinleyicilerin kendinden geçmesi için yetiyordu. Ama Metallica’yı
    çıktığı ilk günden beri takip eden ve şimdilerde orta yaşlarda bulunan
    dinleyici kitlesi, durumdan hiç de memnun görünmüyor, bu
    memnuniyetsizlik gün geçtikçe de artıyordu. Artık Metallica, Black’tan
    öncesi ve sonrası olmak üzere birinci ve ikinci dönem olara ikiye
    ayrılıyordu. Birinci dönemin söylemi adalet, bağımsızlık, savaş
    karşıtlığı, siyasanın eleştirisi, yerini ikinci döneme bırakıyordu. Bu
    dönemde ticarileşme ve protest kimlikten popüler kimliğe geçiş, kitle kültürüne yönelik göndermeler ön palana çıkıyordu.

    Çeşitli pazarlama yöntemlerini kullanan grubun albümü tam 15 milyon adet satılmıştı. Albümün ardından tam 300 konserlik bir turneye çıkan topluluk, 3 sene süren turnenin 1993 senesindeki Haziran ayında İstanbul İnönü Stadı’nda Türkiye’deki ilk konserine de çıkmış oluyordu.

    Bu albümü, 1996 yılında "Load" albümünün yayını izledi.
    Metalica’yı bir heavy metal grubu olarak gören ve böyle devam etmesini
    isteyen dinleyiciler tekrar hayal kırıklığına uğramışlardı. Bir çok grup
    geleneksel tarza geri dönerken Metallica’nın yeni şeyler denemesi
    farklı türler dinlemeye açık olan gençlerin ilgisi çekmiş, hatırı
    sayılır bir genç dinleyici topluluğu hayran kitlesine dahil olmuştur.

    Load albümünde iyice açığa çıkan armoni farklılığı grubun logosu ve
    imajına da yansımıştı. Load albümünde sevilen parçalardan olan duygusal
    çalışma "Mama Said" tamamen Hetfield’a aitti. Hetfield bu
    çalışmayı annesi için yazmıştı. Parçada şu sözler geçiyor: "Ben gençken
    annem demişti ki, ’Oğul hayatın açık bir kitaptır, bitmeden önce onu
    kapatma.’ En çabuk yanıp kül olan alev en parlak olanıdır. Bir oğlun
    kalbi annesine minnettardır. Asi benim soyadım, vahşi kan damarlarımın
    içinde."

    Load albümü, bu albümün devamı niteliği taşıyan, "Reload" albümü gibi 8 milyon adet satmayı başardı. "Reload", 1997 yılında yayınlanmıştı, albümün ana teması hız olmakla beraber, dinleyenlerini önce şeytanla dansa davet eden "Devil Dance", anı yaşamaya sevk eden "Carpe Diem Baby" ve ailesinden aldığı eğitimi uyuşturucu bir iğneye benzettiği "Fixxxer"
    Metalica’nın nereden nereye geldiğinin apaçık ifadesi oluyordu. Bu
    durum Metallica’nın geleneksel dinleyicilerinde "Acaba eski günlerdeki
    gibi parçalar yaparlar mı?" sorusunun cevabının bir kez daha hayal
    kırıklığına dönüşmesine neden olmuştur.

    1998 yılında piyasaya sürülen "Garage Inc." albümü eski ve yeni cover çalışmalarından oluşan 27
    parçadan meydana geliyordu. Maziyi hatırlayış ve eski hayranlara bir
    selam niteliği taşıyan çalışma, söz konusu hayran kitlesinin gönlünü
    alamadı. Çünkü artık köprülerin altından sular akmış ve Metallica eski
    Metallica olmaktan çıkmıştı. Bu albüm daha çok 1990 sonrası geliştirdiği
    yeni bir atakla tekrar gündeme gelen heavy metal müzik tarzını seven
    gençler tarafından ilgi gördü.

    Albümün hemen ardından turneye çıkan grup, "Garage Remains The Same" isimli bu konserler serisinde 13 Haziran 1999 tarihinde İstanbul Ali Sami Yen Stadı’nda Türk hayranlarıyla bir araya geldi. Konsere yaklaşık 50 bin kişinin katıldığı haberi, ertesi günün gazetelerine yansımıştı.

    Metallica ile ilgili bir diğer konu da, internetten ücretsiz şarkı
    yükleme imkanı sağlayan Napster davasıdır. Bu dönemde, uzun zaman albüm
    yapmayan grup, şarkılarından çok, politik tavırlarıyla ön plana
    çıkmıştır. Özellikle Napster’a karşı açılan savaşa destek verdikleri
    demeçlerle manşetlere çıkmışlar, telif ücreti ödemeksizin bedava yükleme
    imkanı sağlayan Napster’a karşı mahkemeyi kazanmışlardır. Mahkeme,
    aldığı kararla Napster’ın bedava müzik dağıtımına son vermiştir.

    1999’a gelindiğinde, "S&M" piyasaya sürülür. Albüm, San
    Francisco Senfoni Orkestrası’nın Metallica ile birlikte icra ettikleri
    en çok sevilen şarkılardan oluşmaktadır. Ayrıca albümde iki yeni parçaya
    da yer verilir. Bu parçalar, "Minus Human" ve "No Leaf Clover"
    isimlerini taşımaktadır. Şarkıların senfoniye uyumu dinleyiciler
    tarafından beğenilirken, geleceğe yönelik umutları da canlandırmıştır.
    Albümde ayrıca "Battery" ve "For Whom The Bell Tolls" isimli parçaların senfonik yorumu da dinleyiciden olumlu not almıştır.

    Son olarak Metallica, John Woo’nun yönettiği ve Tom Cruise’un başrol oynadığı "Mission Impossible 2" filminin soundtrack albümü için "I Disappear"
    parçasını yaptı. Bundan sonra derin bir sessizliğe bürünen grup,
    taşkınlıktan uzak durmuş, üyeler arasında çıkan tartışmalar basına
    yansımıştır. Metallica dinleyenlerinin sabırsızca bekledikleri yeni
    albüm çalışmaları bir türlü piyasaya çıkmamış, bu durumun yarattığı
    olumsuz tepkiler grup içinde çatlaklara yol açmıştır. İlk sorun, 1986
    yılında gruba basçı olarak giren J. Newsted ile ilgilidir. Grubun eski tarzına dönmesi gerektiğini söyleyen Newsted,
    aksi taktirde 14 yıldır birlikte çalıştığı gruptan ayrılacağını
    açıklamıştır. Bu süreç, Hetfield, Ulrich ve Hammet’in tepkisiyle
    karşılaşan Newsted’in 17 Ocak 2001’de "Kişisel nedenlerden ve çok sevdiğim bu müziği yaparken gördüğüm fiziksel zararlardan dolayı gruptan ayrılıyorum" açıklamasıyla sona ermiştir.

    Newsted’in ayrılmasıyla her dönem sürüp giden dağılma dedikoduları
    tekrar gündeme gelmiştir. Tecrübeli basçının yerine önceleri, grubun
    aynı zamanda yapımcısı olan Bob Rock, daha sonra da Rob Trujillo’nun alındığı, söylentiden öte bir anlam ifade etmemiştir.

    Metallica, uzun zaman sonra geçtiğimiz günlerde yeni albümüyle dinleyenlerin karşısına çıktı. 23 Kasım 1999’da sunulan S&M albümünden sonraki bu ilk çalışma, "St. Anger" adını taşıyor. Albümde 11 yeni parçaya yer verilirken, stüdyo çalışmalarının ve konser kayıtlarının yer aldığı bir DVD’nin CD ile birlikte ücretsiz sunulması da dikkat çekiyor. Ayrıca içinden çıkan 28 sayfalık kitapçık da alışılanın ötesinde gerçekten oldukça kapsamlı. Bakalım Metallica’nın geniş hayran kitlesi, St. Anger’dan memnun kalacak mı...




    [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 4:50 pm