[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Komünizme karşı batıda gelişen sinirli tepki döneminde müzik ; tam bir
nihilzm içeriği taşıyordu yada inanca karşı bir önyargı...Ve ölümün,
insanların politik çıkarlarından daha gerçek olduğu ortaya çıkmaya
başladı.Gitarların tonlarındaki sertlik ve tellere nefretle dokunuşlar,
yüksek tonlarda ayarlanmış müzik sistemleri, yırtıcı, son derece sert
vokaller...Hepsi bu karşı çıkışın, "insanlığın politik emellere alet
edilmesi, savaşların asıl amacı, dinlerin amaçlarından saptırılması"
birer sembolüdür...
Death metal senelerce herhangi bir isim takılmadan bazı gruplar
tarafından icra ediliyordu. Speed metal türünde Destruction, Thrash
metal türünde Cryptic Slaughter ve zaman zaman hardcore grubu The
Exploited bu tarzı ilk zamanlarda başarı ile yapan grupların başında
gelir. Örneğin, the Exploited'in kullandığı gitar riffleri günümüz Death
Metal'inde sıkça kullanılan rifflerdendir (özellikle "Lets Have A War"
albümü).Benzer olarak distortion kullanımı, şarkı altyapıları ile
Destruction'un şarkıları günümüzde kolaylıkla Death Metal grupları
tarafından çalınabilir.Destruction, şarkılarında hayatımızın salt
gerçeğini ortaya koymuştur, içinde yaşadığımız fiziksel, doğal dünyanın
üzerinde yaşayan canlıların ve insanların bir gün gelip öleceği fikri...
Bu konuda en güzel örnek Hellhammer grubunun sloganıdır. Her konserine
"Sadece ölüm gerçektir" sloganı ile çıkarlardı..
Sosyal toplumun koyun sürüsü zihniyetini reddedip kendi karşı
çıkışlarını gösteren, doğal gerçekleri konu alan, politik amaçlar ve
ideolojilerden uzak durup, onlar hakkında düşündüklerini çok sert
biçimde ifade eden bu müzik türü, gerçekdışılık, nihilizm ve doğalcılık
akımlarından son derece etkilenip kendi stillerince bu akımlara katılmış
ve müziklerini üretmişlerdir. Müziklerinde din, dil, ırk ayrımı
yapmayan ve grupların karma kültürlerden oluştuğu farklı ülkelerden
grupların, aynı müziği icra edebilme adına konserlere ve turnelere
çıktığı bu müzik türündeki dayanışma imrenilecek düzeydedir.
Müziklerini, ticari kaygıdan uzak, sadece hissettiklerini yansıtabilme
adına yapan death-metal grupları, zaman zaman yerel müziksel motifleride
kullanmışlardır.
Pek çok grup müziklerini, gelişmiş gitar riffleri, hızlı gitar soloları
ve yerel ritmlerle süslüyordu. Bu yeni doğan müzik stiline "Death Metal"
adı verilmişti. Müziklerinin gelişimlerinde eski nihilist metal
gruplarının şarkı altyapı ve teknikleri ile şarkı sözleri oldukça önemli
etkenler olmuştur.Bu konuda özellikle "Bathory" örnek alınan grup
olmuştur. Grupların bu yeni müzik stilinde yer alan o kaotik sert
ritmler zaman zaman mitolojik hikayeler ile süslenmiştir. Ve yeni
konularından en önemlisi de dünyanın sonu, yani mahşer günü olacaktı..
Bu yeni jenerasyon müziğin ilk öncüleri şüphesiz death-metal'in babası
olarak kabul edilen Death, Obituary, Malevolant Creation, Master,
Hatebreed ve Internal Bleeding'dir.Burada dikkat edilmesi gereken nokta
bu grupların tamamının Amerikalı olması hatta ve hatta Hatebreed hariç
geriye kalanların "Florida" kökenli olması Death-Metal'in doğum yerinin
Florida olduğunu bize gösterir.Bu ilk jenerasyondan sonra ikinci bir
jenerasyon geldi. Öncüleri Sepultura, Massacra, Possessed, Necrovore ve
Morbid Angel idi. Bu türün öncülerinin müziklerinde daha radikal bir
ilkelcilik (eski çağlara özlem ) ve geleceğe adapte olma kaygısı yer
alıyordu. Müziklerinde iki gitaristin karşılıklı, son derece sert gitar
riffleri kullanarak atışmaları ve zaman zaman müziğin tonunda inişler ve
çıkışların olması Mozart'ın senfonilerini andırmaktaydı (Bir dergide
okuduğum yazı aklıma geldi, orada "Mozart eğer günümüzde yaşasaydı kesin
Metal müzik yapar" deniyordu).
Estetiksel olarak Death Metal, iğrenç ve rahatsız edici bir müzik olarak
görünmekteydi, bunun sebebi ise vokallerdi. Normalden sessiz yada
aksine cok bağırtı lı olarak çıkan sesler, direkt gırtlaktan
gelmekteydi. Müzik eleştirmenleri, bu vokali ; savunmaya geçen bir vahşi
hayvanın kendisine saldırmaya hazırlanan düşmanını dehşete düşürüp
korkutup kaçırmak için çıkardığı çığlık, böğürtü ile
eşleştirmekteydi.Bateristler genelde iki bas davulu ile çalmakta ve bu
ikisini seri bir ritm halinde kullanmaktaydılar.Bazı gruplar gitar, bas
gitar ve bateri gibi klasik enstümanlarının yanında yan enstrümanlar
kullanmaktaydılar ama bunlar her zaman ana müzik haricinde kalan, sadece
zaman zaman müziğe katılan enstrümanlardı, asla birincil derecede öneme
sahip olmadılar.Müzik içinde genelde rock, jazz ve blues gibi müzik
türlerinin kullandığı ritmleri acımasız sert gitar soloları, riffleri ve
bateri soloları ile kullanılmaktaydılar. Pek çok müzik dinleyicisi bu
müziği dünyaya ait olmayan, iğrenç, sadist ve antisosyal olarak
tanımlamaktaydı.
Bu noktada bu tür değişik stillere ayrılmaktaydı. Massacra grubu akıcı,
yüksek sesli çalınmış tonlar kullanmaya başladı. Önceleri Incantation,
Hypocrisy, Vader ve daha sonraları gitarlarının tremola kollarını çokça
kullanan iki İsveçli grup Dismember ve Entombed bu türün öncüleri ve
bilinen gruplarıdır. Bazı gruplar baterilerini çok seri kullanır, gitar
tonlarını biraz kısmışlar ve müziklerinde vurmalı çalgılara daha ön
planda yer vermişlerdir, bu tarzın öncüleri ise Sinister, Suffocation,
Suffer ve Cryptopsy'dır. Possessed grubu ise üstte bahsedilen iki türün
ortalaması bir müzik yaparak yeni bir stile yol açmıştır. Possessed'in
yolunu takip eden ünlü gruplardan bazıları Therion, Demogod,
Monstrosity, Deicide ve Unleashed'dir.
Bazı gruplar ise tekniklerine biraz daha önem vererek Death Metal içinde
Jazz ritmleri kullanmışlardı.Enstrümanlarını daha teknik kullanarak
müziklerini daha değişik bir yöne sürüklemişlerdir ki kişisel kanımca en
iyi yapılan Death Metal müzik tarzı budur. En önemli örnekleri Cynic ve
Atheist grubudur. Eğer death metal seviyor dinliyor ve Atheist
dinlemediyseniz şiddetle dinlemenizi tavsiye ederim. Ama maalesef iki
grupta diğer tarzlar kadar ön plana çıkamamışlardır, buna rağmen
müziklerinden ödün vermemişlerdir. Bazı gruplar ise müziklerinin
sertliklerinin içine melodik kompozisyonları serpiştirmiş ve daha çok ön
plana çıkmıştır, mesela Amorphis ve Demilich. Müziklerinde
kullandıkları melodik ritmleri mitolojik şarkı sözleri ile
süslemelerinden dolayı daha çok ön plana çıkmışlardır.
Death-Metal; genel olarak underground, yani yeraltı müziği olarak ortaya
çıkmıştı. Ekonomik çıkarlardan daha çok müziksel tatmin ön plandaydı.
Buna rağmen bir nefret müziği olarak adlandırılmıştı.Bazı gruplar ise
müziklerindeki sertlik ve ritm ile beraber farklı şarkı sözleri
kullanması ile ön plana çıkmaktaydı.Bunun en önemli örneği Cannibal
Corpse grubudur.Şarkı sözlerindeki vahşilik, müziklerinden daha çok ön
plana çıkmıştır. "Çekiçle parçalanmış surat", "bıçak ile düzmek" gibi
sözlerinde tamamı ile vahşilik ve sapıklığa yer vermişledir. Cannibal
Corpse (Ceset Yamyamı) yaptığı müziklerde tamamıyla nefreti ve vahşiliği
ön plana koymuş, bunu scream vokal dediğimiz çığlık vokali, sert brutal
vokal ile karıştırarak yeni bir stil elde etmişti. Death Metal
özellikle İsveç piyasasının patlaması ve ön plana çıkması ile en verimli
dönemine girmiş Dismember, Entombed, Tiamat, Unleashed gibi gruplarla
ön plana çıkmıştır, ama yine İsveç piyasasının müzik stillerindeki
değişim süreci ile duraklama ve gerileme dönemine girmişlerdir.
Özellikle Tiamat ve Therion gruplarının müziklerindeki nefreti biraz
daha melankoliye döndürüp, müziklerini yavaşlatması ve yan enstrümanlara
önem vermesi ile bu süreç hızlanmıştır.
Aslında Death Metal bir başka metal türü olan Grindcore'unda ilham
kaynağı idi. Grindcore; Punk ve Thrash metal ritmlerinin son derece
hızlı gitar, bas gitar ve bateri partisyonları ile tam bir kaos şeklinde
çalınması olarak tanımlanabilir. Vokaller iyice sertleşmiş, neredeyse
vokalistin söyledikleri anlaşılmaz düzeye gelmişti. Carcass, Napalm
Death ve Godflesh bu türün öncüleri olarak görülebilir. Burada özellikle
Carcass grubunu ele almak gerekir. Tıp fakültesinden atılma gitarist
Bill Steer ve vokalist Jeff Walker'in okula duydukları özlemden olsa
gerek, şarkı sözlerinin hemen hemen hepsinde tıp terimlerini kullanması,
anlaşılması zor gelen şarkı sözlerinin son derece seri gitar soloları
ve J.Walker'in inanılmaz güçlü gırtlağı sayesinde çok fazla dinleyici
kitlesine sahip olmuşlardır.Sözlerinde farklılıklara rastlanan bir başka
grup İngiliz Bolt Thrower grubudur. Şarkı sözlerinde daha destansı
ibareler kullanan grup özellikle The IVth Crusade albümünde 4.cü haçlı
seferi ve yaşananları anlatarak katolik kilisesini karşısına almış ve
İngiltere'deki Anglikan kilisesi tarafından kafir ilan edilmişti. Bir
başka örnek Alman Blood grubudur. Şarkılarında mitolojik ve gizemli
şarkı sözlerini kullanarak kendisine ayrı bir yer edinmiştir.
Bugün dünyanın hemen her ülkesinde ayrı bir dinleyici kitlesine sahip
olan death metal her ne kadar 90'lı yıllardaki gücüne sahip olmasa da
hala müzik yapan grupların sert gitar ritmleri, lokomotif gibi bateri
tonları ve sert vokalleri ile ayakta ve dimdik yoluna devam etmektedir..
Komünizme karşı batıda gelişen sinirli tepki döneminde müzik ; tam bir
nihilzm içeriği taşıyordu yada inanca karşı bir önyargı...Ve ölümün,
insanların politik çıkarlarından daha gerçek olduğu ortaya çıkmaya
başladı.Gitarların tonlarındaki sertlik ve tellere nefretle dokunuşlar,
yüksek tonlarda ayarlanmış müzik sistemleri, yırtıcı, son derece sert
vokaller...Hepsi bu karşı çıkışın, "insanlığın politik emellere alet
edilmesi, savaşların asıl amacı, dinlerin amaçlarından saptırılması"
birer sembolüdür...
Death metal senelerce herhangi bir isim takılmadan bazı gruplar
tarafından icra ediliyordu. Speed metal türünde Destruction, Thrash
metal türünde Cryptic Slaughter ve zaman zaman hardcore grubu The
Exploited bu tarzı ilk zamanlarda başarı ile yapan grupların başında
gelir. Örneğin, the Exploited'in kullandığı gitar riffleri günümüz Death
Metal'inde sıkça kullanılan rifflerdendir (özellikle "Lets Have A War"
albümü).Benzer olarak distortion kullanımı, şarkı altyapıları ile
Destruction'un şarkıları günümüzde kolaylıkla Death Metal grupları
tarafından çalınabilir.Destruction, şarkılarında hayatımızın salt
gerçeğini ortaya koymuştur, içinde yaşadığımız fiziksel, doğal dünyanın
üzerinde yaşayan canlıların ve insanların bir gün gelip öleceği fikri...
Bu konuda en güzel örnek Hellhammer grubunun sloganıdır. Her konserine
"Sadece ölüm gerçektir" sloganı ile çıkarlardı..
Sosyal toplumun koyun sürüsü zihniyetini reddedip kendi karşı
çıkışlarını gösteren, doğal gerçekleri konu alan, politik amaçlar ve
ideolojilerden uzak durup, onlar hakkında düşündüklerini çok sert
biçimde ifade eden bu müzik türü, gerçekdışılık, nihilizm ve doğalcılık
akımlarından son derece etkilenip kendi stillerince bu akımlara katılmış
ve müziklerini üretmişlerdir. Müziklerinde din, dil, ırk ayrımı
yapmayan ve grupların karma kültürlerden oluştuğu farklı ülkelerden
grupların, aynı müziği icra edebilme adına konserlere ve turnelere
çıktığı bu müzik türündeki dayanışma imrenilecek düzeydedir.
Müziklerini, ticari kaygıdan uzak, sadece hissettiklerini yansıtabilme
adına yapan death-metal grupları, zaman zaman yerel müziksel motifleride
kullanmışlardır.
Pek çok grup müziklerini, gelişmiş gitar riffleri, hızlı gitar soloları
ve yerel ritmlerle süslüyordu. Bu yeni doğan müzik stiline "Death Metal"
adı verilmişti. Müziklerinin gelişimlerinde eski nihilist metal
gruplarının şarkı altyapı ve teknikleri ile şarkı sözleri oldukça önemli
etkenler olmuştur.Bu konuda özellikle "Bathory" örnek alınan grup
olmuştur. Grupların bu yeni müzik stilinde yer alan o kaotik sert
ritmler zaman zaman mitolojik hikayeler ile süslenmiştir. Ve yeni
konularından en önemlisi de dünyanın sonu, yani mahşer günü olacaktı..
Bu yeni jenerasyon müziğin ilk öncüleri şüphesiz death-metal'in babası
olarak kabul edilen Death, Obituary, Malevolant Creation, Master,
Hatebreed ve Internal Bleeding'dir.Burada dikkat edilmesi gereken nokta
bu grupların tamamının Amerikalı olması hatta ve hatta Hatebreed hariç
geriye kalanların "Florida" kökenli olması Death-Metal'in doğum yerinin
Florida olduğunu bize gösterir.Bu ilk jenerasyondan sonra ikinci bir
jenerasyon geldi. Öncüleri Sepultura, Massacra, Possessed, Necrovore ve
Morbid Angel idi. Bu türün öncülerinin müziklerinde daha radikal bir
ilkelcilik (eski çağlara özlem ) ve geleceğe adapte olma kaygısı yer
alıyordu. Müziklerinde iki gitaristin karşılıklı, son derece sert gitar
riffleri kullanarak atışmaları ve zaman zaman müziğin tonunda inişler ve
çıkışların olması Mozart'ın senfonilerini andırmaktaydı (Bir dergide
okuduğum yazı aklıma geldi, orada "Mozart eğer günümüzde yaşasaydı kesin
Metal müzik yapar" deniyordu).
Estetiksel olarak Death Metal, iğrenç ve rahatsız edici bir müzik olarak
görünmekteydi, bunun sebebi ise vokallerdi. Normalden sessiz yada
aksine cok bağırtı lı olarak çıkan sesler, direkt gırtlaktan
gelmekteydi. Müzik eleştirmenleri, bu vokali ; savunmaya geçen bir vahşi
hayvanın kendisine saldırmaya hazırlanan düşmanını dehşete düşürüp
korkutup kaçırmak için çıkardığı çığlık, böğürtü ile
eşleştirmekteydi.Bateristler genelde iki bas davulu ile çalmakta ve bu
ikisini seri bir ritm halinde kullanmaktaydılar.Bazı gruplar gitar, bas
gitar ve bateri gibi klasik enstümanlarının yanında yan enstrümanlar
kullanmaktaydılar ama bunlar her zaman ana müzik haricinde kalan, sadece
zaman zaman müziğe katılan enstrümanlardı, asla birincil derecede öneme
sahip olmadılar.Müzik içinde genelde rock, jazz ve blues gibi müzik
türlerinin kullandığı ritmleri acımasız sert gitar soloları, riffleri ve
bateri soloları ile kullanılmaktaydılar. Pek çok müzik dinleyicisi bu
müziği dünyaya ait olmayan, iğrenç, sadist ve antisosyal olarak
tanımlamaktaydı.
Bu noktada bu tür değişik stillere ayrılmaktaydı. Massacra grubu akıcı,
yüksek sesli çalınmış tonlar kullanmaya başladı. Önceleri Incantation,
Hypocrisy, Vader ve daha sonraları gitarlarının tremola kollarını çokça
kullanan iki İsveçli grup Dismember ve Entombed bu türün öncüleri ve
bilinen gruplarıdır. Bazı gruplar baterilerini çok seri kullanır, gitar
tonlarını biraz kısmışlar ve müziklerinde vurmalı çalgılara daha ön
planda yer vermişlerdir, bu tarzın öncüleri ise Sinister, Suffocation,
Suffer ve Cryptopsy'dır. Possessed grubu ise üstte bahsedilen iki türün
ortalaması bir müzik yaparak yeni bir stile yol açmıştır. Possessed'in
yolunu takip eden ünlü gruplardan bazıları Therion, Demogod,
Monstrosity, Deicide ve Unleashed'dir.
Bazı gruplar ise tekniklerine biraz daha önem vererek Death Metal içinde
Jazz ritmleri kullanmışlardı.Enstrümanlarını daha teknik kullanarak
müziklerini daha değişik bir yöne sürüklemişlerdir ki kişisel kanımca en
iyi yapılan Death Metal müzik tarzı budur. En önemli örnekleri Cynic ve
Atheist grubudur. Eğer death metal seviyor dinliyor ve Atheist
dinlemediyseniz şiddetle dinlemenizi tavsiye ederim. Ama maalesef iki
grupta diğer tarzlar kadar ön plana çıkamamışlardır, buna rağmen
müziklerinden ödün vermemişlerdir. Bazı gruplar ise müziklerinin
sertliklerinin içine melodik kompozisyonları serpiştirmiş ve daha çok ön
plana çıkmıştır, mesela Amorphis ve Demilich. Müziklerinde
kullandıkları melodik ritmleri mitolojik şarkı sözleri ile
süslemelerinden dolayı daha çok ön plana çıkmışlardır.
Death-Metal; genel olarak underground, yani yeraltı müziği olarak ortaya
çıkmıştı. Ekonomik çıkarlardan daha çok müziksel tatmin ön plandaydı.
Buna rağmen bir nefret müziği olarak adlandırılmıştı.Bazı gruplar ise
müziklerindeki sertlik ve ritm ile beraber farklı şarkı sözleri
kullanması ile ön plana çıkmaktaydı.Bunun en önemli örneği Cannibal
Corpse grubudur.Şarkı sözlerindeki vahşilik, müziklerinden daha çok ön
plana çıkmıştır. "Çekiçle parçalanmış surat", "bıçak ile düzmek" gibi
sözlerinde tamamı ile vahşilik ve sapıklığa yer vermişledir. Cannibal
Corpse (Ceset Yamyamı) yaptığı müziklerde tamamıyla nefreti ve vahşiliği
ön plana koymuş, bunu scream vokal dediğimiz çığlık vokali, sert brutal
vokal ile karıştırarak yeni bir stil elde etmişti. Death Metal
özellikle İsveç piyasasının patlaması ve ön plana çıkması ile en verimli
dönemine girmiş Dismember, Entombed, Tiamat, Unleashed gibi gruplarla
ön plana çıkmıştır, ama yine İsveç piyasasının müzik stillerindeki
değişim süreci ile duraklama ve gerileme dönemine girmişlerdir.
Özellikle Tiamat ve Therion gruplarının müziklerindeki nefreti biraz
daha melankoliye döndürüp, müziklerini yavaşlatması ve yan enstrümanlara
önem vermesi ile bu süreç hızlanmıştır.
Aslında Death Metal bir başka metal türü olan Grindcore'unda ilham
kaynağı idi. Grindcore; Punk ve Thrash metal ritmlerinin son derece
hızlı gitar, bas gitar ve bateri partisyonları ile tam bir kaos şeklinde
çalınması olarak tanımlanabilir. Vokaller iyice sertleşmiş, neredeyse
vokalistin söyledikleri anlaşılmaz düzeye gelmişti. Carcass, Napalm
Death ve Godflesh bu türün öncüleri olarak görülebilir. Burada özellikle
Carcass grubunu ele almak gerekir. Tıp fakültesinden atılma gitarist
Bill Steer ve vokalist Jeff Walker'in okula duydukları özlemden olsa
gerek, şarkı sözlerinin hemen hemen hepsinde tıp terimlerini kullanması,
anlaşılması zor gelen şarkı sözlerinin son derece seri gitar soloları
ve J.Walker'in inanılmaz güçlü gırtlağı sayesinde çok fazla dinleyici
kitlesine sahip olmuşlardır.Sözlerinde farklılıklara rastlanan bir başka
grup İngiliz Bolt Thrower grubudur. Şarkı sözlerinde daha destansı
ibareler kullanan grup özellikle The IVth Crusade albümünde 4.cü haçlı
seferi ve yaşananları anlatarak katolik kilisesini karşısına almış ve
İngiltere'deki Anglikan kilisesi tarafından kafir ilan edilmişti. Bir
başka örnek Alman Blood grubudur. Şarkılarında mitolojik ve gizemli
şarkı sözlerini kullanarak kendisine ayrı bir yer edinmiştir.
Bugün dünyanın hemen her ülkesinde ayrı bir dinleyici kitlesine sahip
olan death metal her ne kadar 90'lı yıllardaki gücüne sahip olmasa da
hala müzik yapan grupların sert gitar ritmleri, lokomotif gibi bateri
tonları ve sert vokalleri ile ayakta ve dimdik yoluna devam etmektedir..